Otomotiv iç yapıştırıcısında solvent bazlı poliüretan yapıştırıcıdan su bazlı poliüretan yapıştırıcıya geçişin ana nedeni çevre ve sağlık hususlarından kaynaklanmaktadır. Geleneksel solvent bazlı poliüretan yapıştırıcılar, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilecek uçucu organik bileşikler (VOC'ler) içerir. Su bazlı poliüretan yapıştırıcı, insan sağlığını koruyarak iç mekan hava kirliliğini etkili bir şekilde azaltabilir. Ayrıca su bazlı poliüretan yapıştırıcıların kullanım kolaylığı, hızlı kuruma ve yüksek yapışma mukavemeti gibi avantajları da vardır ve bu da onları otomotiv iç kaplama uygulamalarında giderek daha fazla tercih edilmektedir.
Otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı sistemler kullanıldığında dikkate alınması gereken birkaç husus vardır:
- Raf ömrü farkı: Solvent bazlı poliüretan yapıştırıcılar genellikle raf ömürlerini belirlemek için viskozitedeki değişikliklere göre değerlendirilirken, otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı poliüretan yapıştırıcılar viskozite değişikliklerine göre belirlenemez ve genellikle 4 ila 4 ila 10 ila 10 ila 10 ila 10 ila 10 ila 10 ila 10 ila 100 ila 100 ila 100 ila 2000000000000000°C arası raf ömrüne sahip olan bir raf ömrüne sahip olan otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı poliüretan yapıştırıcı. 6 saat.
- Saklama koşulları: Otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı poliüretan yapıştırıcının en uygun saklama koşulları 5 ila 30°C arasındadır. Yapıştırıcıya zarar vermemek için donmanın önlenmesi önemlidir.
- Püskürtme tabancası seçimi ve püskürtme basıncı: Otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı poliüretan yapıştırıcının düşük viskozitesi nedeniyle, 1 ila 2 bar püskürtme basıncına sahip, 1,3 ila 2 mm nozul çapına sahip düşük basınçlı püskürtme tabancaları önerilir. Halihazırda solvent bazlı yapıştırıcılar kullanan ve otomotiv iç yapıştırıcısı için su bazlı poliüretan yapıştırıcıya geçmek isteyen kullanıcılar için sadece yapıştırıcıyı değiştirmek değil, aynı zamanda ilgili proses parametrelerini ayarlamayı da düşünmek önemlidir.